“Ebeveyn dostu” şirket olmak ve ebeveyn koçluğu çalışmaları

Günümüzde kadın istihdamını artırmak, yönetimde kadın sayısını çoğaltmak farklı platformlarda oldukça fazla konuşulur ve tartışılır oldu. Dolayısıyla şirket yönetim ve insan kaynakları hedefleri arasına girmeye başladı. Paralelinde “kadın dostu” şirketler kavramını duymaya, araştırmalarını okumaya başladık. Konuyu kadın özelinden çıkarıp daha geniş bir perspektiften baktığımızda ise çalışan çeşitliliği ve çalışan bağlılığı şirketlerde gündem maddelerini yavaş yavaş işgal eder durumda. Tüm bunlar bizi üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken bir başka konu ile karşı karşıya bırakıyor: “anne dostu” şirket; babaları da işin içine katarsak “ebeveyn dostu”şirket olmak! (Avrupa’da yaşlanan nüfus ve bakıma muhtaç yaşlı aile bireylerini de katarak en geniş haliyle “aile dostu” şirket olmak deniyor)

Bu yeni kavram; şirketlerin -olsa güzel olur- diyeceği noktadan -olması gerekli-diyeceği hale doğru gidiyor. Yukarıda belirttiğim çeşitlilik ve bağlılık dışında, yetenek yönetimi –işe alım ve elde tutma-değişen toplum ve jenerasyon beklentileri şirketler işin bunu kaçınılmaz kılıyor. “Ebeveyn dostu” şirket; çalışanının ailesi ve işini birarada götürmesine olabildiğince olanak sağlayan ve destekleyen böylece onun işe katkısını da optimize edeceğine inanan, şirket kültürünü her yönüyle bu doğrultuda geliştiren şirkettir.

Ebeveyn dostu şirket olmak temelde 2 ana unsura dayalı:
1. Yasal uygulama ve insan kaynakları politikaları;
2. Destek programları.

Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de her ikisini de yapan ve kültürünün bu yönde değişimini tamamlayan şirket pek yok. Şirket yönetiminin yukarıdan aşağıya benimseyip işletmesi gereken bir süreç bu. Benim şu an ağırlıklı olarak üzerinde durduğum çalışmalar, şirketlere bu bakış açısını anlatmak yönünde. Mevcut durum analizi ve iyi örnekleri sunarak değişimi başlatacak projelerin danışmanlığını yürütmeyi hedefliyorum.

Koçluk uygulamaları -özellikle ebeveyn koçluğu- destek programları içinde yer alan önemli çalışmalar. Ben de koçluk çalışmalarımı bu çerçevede yürütüyorum.

Ebeveyn koçluğu anne babalara destek olan yeni bir yaklaşım. Ailede kontrolün ve sorumluluğun anne babada olduğunu hatırlatan, odağı anne babaya çeviren; bunu çözüm odaklı ve olumlu bir bakış açısıyla yaparak ebeveyn olmanın keyifli yönlerini görmeyi de sağlayan bir koçluk türü. Kısaca ebeveyn olarak farkındalığı artırmakla ilgili.

Ebeveynler olarak çocuklarımızın en önemli rol modelleriyiz. Çocuklarımızı; olmasını istediğimiz şekilde yetiştirmek için önce kendimize dönüp bakmalıyız:
Ben nasıl bir anneyim ve babayım?
Nasıl davranıyorum?
Çocuğuma nasıl örnek oluyorum?
Nasıl olmak istiyorum?

Ebeveyn koçluğu anne babaların bu sorgulamayı yapmasına ve adım atmasına yardımcı olur. Tek taraflı anlatımın olduğu bir eğitim değildir; ebeveynlerle birlikte çalışılan gelişim programlarıdır. Koçluk programları birebir veya grup çalışmaları şeklinde yürütülür. Kişinin tercihine bağlı, birebir de çalışmak isteyebilir, kendi gibi anne babalarla etkileşimde de bulanacağı grup koçluğuna da katılabilir.

Ebeveyn koçluğu yaklaşımıyla aile hayatına dair birçok konu işlenebilir: Çocukla iletişim, pozitif disiplin ortamı yaratmak, özgüveni geliştirmek, krizleri yönetmek. Bu konularda mevcut durum analizi yapılır, değişiklik yaratmak istenilen alanlar belirlenir ve yapılabilecekler konuşulur. Her çalışmada katılımcılar mutlaka bireysel eylem planlarını oluştururlar ve sonrasında takip edilirler.

Şirketler tarafına bakıldığında ; temel amacım şirketlerin çalışanlarını ebeveynlik rollerinde de desteklemeleri, yani yukarıda bahsettiğim ebeveyn dostu şirket olmaları. Bu amaçla şirketlerde birçok çalışma yapıyorum. Koçluk yaklaşımıyla gerçekleştirdiğimiz workshoplar, interaktif seminerler var. Daha derine inip bu konuda danışmanlık alanlar var.

Nasıl ki hayat kadın-erkek müşterek; çocuk yetiştirmek anne-baba olarak eşit sorumluluk ise; sağlıklı bir iş ortamında da kadın erkek her seviyede eşit bulunmalı diye düşünüyorum. Bu konuda yapılan birçok araştırmayı ve sonuçlarını burada saymaya gerek yok. En azından çocuklarımıza doğru örnekler olabilmek ve onlara kız erkek farketmeksizin istedikleri iş alanlarında çalışabilecekleri ortamları hazır edebilmek için hem çalışanlar olarak hem de şirketler olarak hepimize çok iş düşüyor.